Yıllar önce nereye gittiğimi şu an hatırlamadığım bir anda Savur’dan çıkıp Bismil’e giden yoldan ilerlerken yolun sağ tarafında harabe bir yapı görmüştüm. Yapı tek başına Savur çayı kenarında duran bir yapıydı. O zaman da muhtemelen han, kilise ya da hamam gibi bir şey olduğunu düşünmüştüm. Daha sonrasında ise buranın Romani adıyla geçen bir kilise olduğunu öğrendim. Geçen hafta Hisarkaya kalesini gezmeye giderken buraya da uğradım ve aşağıdaki kareleri çektim.
Gitmeden önce çoğu zaman olduğu gibi hakkında araştırma yaptım ama incelemesi dışında pek bir şey bulamadım. Yalnızca başka yerde bulunan aynı mimarideki bir kiliseden dolayı bunun da 7.yy civarında yapılmış olabileceği yazılıydı.
Geçen hafta sonu uğrayınca biraz inceledim. Klasik Turabdin taşları kullanılıp inşa edilmiş, bölge mimarisini yansıtan bir yapı. Dikkatimi çeken bir kaç nokta oldu; bunlardan biri nerdeyse her tarihi alanımızda olan defineci tahribatları, biri iki odasını birbirine bağlayan kapıda bulunan tek parça taş, biri de bu taşın üstünde bulunan yıldız şekli. Kabaca diğer yerlerini de inceleyip özelliklerini yansıtan bir işaret vs. bulmaya çalıştım ama göremedim. Dış tarafı sonradan biraz harçla sıvandığı için ayakta kalan duvarları daha korunaklı kalmış. Ayrıca içerde kalelerden ve kulelerden bildiğimiz gözetleme penceresi vardı, bunları da es geçmemek lazım, pencereler savur çayı tarafında bakmaktaydı.
Kilise sıradan bir vatandaşın ilgileneceği bir yapı sayılmaz ama arkeoloji meraklıları ve yolu ordan geçen kişilerin ziyaret edebileceği bir mekan. Tabi daha kaç yıl ayakta kalır bilemeyiz, yeterince eski olduğu için restore edilip korunması gerek diye düşünüyorum.
Serna – 10.09.2024
Bir yanıt yazın