Merhaba arkadaşlar, ben Serna. Bu yazımda geçen hafta sonu yaptığımız Hazar Kampı ile ilgili tecrübelerimi paylaşacağım.
Hazar Gölü Elazığ ilinde bulunan, Diyarbakır- Elazığ arasında kalan tektonik bir göl. Daha önce birkaç defa gidip ziyaret ettiğim bir yerdi. Ancak diğer ziyaretlerim ya sadece ordan geçerken uğramak şeklinde oldu da çadır dışında konaklama şeklinde oldu. Bu sefer ise Mezopotamya Gezi ve Kamp yönetiminden bir arkadaşımızın iki kez ziyaret edip beğendiği bir tesiste kamp yapma kararı aldık.
Hazar Gölüne Mardin Artuklu’dan yola çıkarak; Çınar, Diyarbakır, Ergani ve Maden güzergahı üzerinden gittik. Hazar Gölüne vardığımız yerde, gölün Diyarbakır tarafından Sivrice İlçesine doğru giden bir yol var. İşte biz o yol üzerinde, göl kenarında bulunan bir tesiste kamp yaptık. Bu yol güzel olmasına rağmen ancak iki aracın çok hızlı olmadan yan yana geçebileceği genişlikte ve göl kenarından güzel manzaralar veren bir yol. Yol boyu tesisler ile tatile gelen insanların görüntüsü güzel bir hava katıyor. Yolda çeşitli tatil işletmeleri, küçük marketler ve güzel köyler var. Ayrıca yola paralel tren rayları bulunup arada tren geçmekte. Yol kenarında tren vagonları vs. görebiliyorsunuz.
Gittiğimiz tesis yolun hemen kenarında, yol ile göl arasında kalıyor. Geniş bir alanı bulunan bir tesisti. Bazı kısımları çıplak olsa da yoğun ağaç bulunan ve çadırları kurduğumuz bir bölgesi de bulunuyordu. Ayrıca tesiste mangallar, lavabolar, çeşmeler, su bisikleti, tekne gibi imkanlar da bulunuyor. Tesisi kamp yapmak için veya günübirlik kullanmak için uygun bir ücret verip kullanabilirsiniz. Su bisikleti, tekne turu gibi aktiviteler için ise ekstra ücret ödemeniz gerekmekte, fiyatlarının uygun olduğunu söyleyebilirim. Bunların yanında tesiste market ve restoran da var, bu ikisinin fiyatlarının dışarıya göre bir nebze pahalı olduğunu söylenebilir ancak diğer fiyatların uygun olduğu bir tesis için sorun değil bence.
Hazar havası bize gayet güzel geldi, çünkü geldiğimiz yerler 40 dereceleri geçerken burası 30’lardaydı ve gece 14 derecelere kadar düşüyordu. Rüzgar da hafif hafif esince bize ilaç gibi geldi. Tesiste zararsız ve ziyaretçilerden yemek yemeye alışmış birkaç köpek ve sürekli gelip giden martılar bulunmakta. Ayrıca su kenarında zehirsiz bir tür olduğunu düşündüğümüz yavru bir yılan da gördük, zaten kaçarak tekrar göle girdi. Geldiğim ilk gün ise sineklere karşı vücuduma sinek kovucu sprey sıkmama rağmen sonraki günler buna ihtiyaç duymadım, siz giderseniz yanınızda sinek spreyi bulunsun. Bunlar dışında pek bir hayvan varlığı ve sıkıntısı görmedik.
Tesiste vaktimizi genelde oturup sohbet ederek geçirdik, arkadaşlarımızın çoğu ise uzun süreler yüzdü. Akşam üstü masa ve sandalyelerimizi su kenarına kurup karaoke yaptık, saatler ilerleyince de derin sohbetlere daldık.
Tesisteyken birkaç defa 5-10 km yakındaki Sivrice ilçesine uğrayıp ihtiyaçlarımızı aldık. Sivrice ilçesi depremden sonra farklı bir görüntüye bürünen çok küçük, şirin bir ilçe. İlçedeki marketler, ürünlerini çoğunlukla Hazar gölüne gelen ziyaretçilere göre revize etmişler. Marketlerde bolca soslanmış etler, mangal malzemeleri ve yüzme ekipmanları vs. bulabilirsiniz. Ayrıca ilçede ekmeklerini beğendiğimiz birkaç fırın da bulunmakta. Mardin, Diyarbakır, Şırnak evlerinden farklı bir mimari ile yapılan müstakil evler ve bunların balkonlarındaki bolca kurutulmuş sebzeler dikkatimi çekti. Evler çok güzeldi ancak birbirlerine çok yakın inşa edilmişler. Biraz daha bahçeli inşa edilselerdi hem mimari hem çevre olarak mükemmel evler olurlardı diye düşünüyorum.
Kamp kurduğumuz tesislerin karşı tarafında çıplak duran küçük bir ada var. Deniz bisikletine binen arkadaşlarımız bu adanın yanına kadar gittiler, ben de daha sonra drone ile adayı yukarıdan çektim. Ada 3 ağaç dışında tamamen çıplak. Oraya giden arkadaşlarımız adanın ölü martılardan dolayı biraz koktuğunu belirtti. Tesisi daha önce ziyaret eden arkadaşımız, önceki seferlerde adada binlerce martının bulunduğunu belirtmişti ancak biz gidince öyle bir görüntü yoktu, sanırım başka yere ya da tarafa gitmişler.
Hazar gölünü daha önce araştırdığım zaman adanın içinde gömülü bir batık şehir bulunduğunu öğrendim. Suyun çok az sevilerde olduğu bir anda drone ile görüntüsünü çekmişler ve bu görüntülerde bir kale suru çok net olarak gözüküyor. Bu küçük adanın onun bir parçası olup olmadığını bilmiyorum ama tariflere göre o da aynı tarafta.
2 gece geçirdikten sonra dönüş yoluna girdik. Mardin’den gelen çoğu arkadaşımız Diyarbakır’dan geçerken ciğer yiyip yoluna devam etti, sizlere de tavsiye ederim. Diyarbakır’dan geçerken vaktiniz varsa her zaman ciğer yemelisiniz 😊
Genel olarak beğendiğimiz bu Hazar Gölü kampını sizlere de tavsiye ederim. Özellikle şehirlerimize göre serin olması ve yüzülecek bir yer olması, yakınlığı sebebiyle ciddi bir tercih sebebi. Serna – 13.08.2024
Bir yanıt yazın